Luna Star, iri göğüsleriyle göz kamaştıran o folloş, kıvrımlarını sergilemekten çekinmiyordu. Mazee The Goat’un kalın yarak kokusu etrafı sarmış, ortamda ağır bir hava dolaşıyordu. O an geldiğinde Luna, diz çöküp büyük yarakları dudaklarına alırken içindeki açlığı saklayamıyordu. Yumuşacık amcığıyla sert kökleyeni falan yutuyor, her iniltisiyle tempoyu artırıyordu. Mazee’nin eli saçlarını tutup kafasını ritmik biçimde bastırması, Luna’yı daha da içine sokuyordu; ağzının içinde burnuna kadar dolan o devasa gövdeye karşı koyması imkânsızdı.
Zamanla Luna ağız içini ıslatıyor, dilini gezdirip yarak başını emerek sertliği iyice yükseltiyordu. Mazee ardına geçip kocaman elleriyle o tombul göğüslerini sıkıyor, deri üstünde parmaklarını gezdirirken onu gaza getiriyordu. Luna da şimdi daha asi davranıp amcığını parmaklarıyla okşuyor, kendinden geçen şekilde inlemeler atıyordu. Derken Mazee onu yatakta sırtüstü yatırdı ve tüm kuvvetiyle o kalın yaraklarını amcığına sapladı. İri meme uçları sallanırken Luna’nın yüzündeki acı-tatlı karışımı ifadeyi görebiliyordun; dayanılmaz bir sapıklıkla kemerini sıktı bu adam.
Sallamalar derinleştikçe Luna’nın amcıktan akan ıslaklık katlanıyor, nefesi hızlanıyordu. Her köklemede “Aaaah!” diye çatlayıp yerinden fırlayacak gibiydi ama boyun eğmişçesine yine kabul ediyordu dayamayı. Amcığını kıvırıp götüne daldıran Mazee acımasızdı; altındaki folloşu paramparça edecek gibiydi sanki. Sonunda doruk noktasına ulaşınca meydanı boş bırakmadı, sıcak sıvısını kızıl saçlarının arasına boca etti; yoğun ve kirli bir orgazm çatlamasıydı bu.
Luna Star ise yorgun ama tatmin olmuş biçimde yere serilmişti; az önce yaşadığı kaba dayamanın izleri vücudunda hâlâ belirgindi. Sert sikişi yemişti gerçekten ve bundan sonra aklında sadece tekrar yaşamak vardı.